Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları da bu global dayanışma fonlarına başvurarak dayanak alma fırsatına sahip. L’Oréal Türkiye sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık mevzularında projeleri olan tüm Türk STK’ların bu fonlara müracaatta bulunması için davet yaptı.
Şirket, çevresel sürdürülebilirlikten toplumsal eşitliğe uzanan geniş yelpazedeki fonlarıyla dünya genelindeki toplumsal teşebbüsleri ve STK’ları destekliyor. Bu fonlar, farklı toplumsal gereksinimlere odaklanarak bayanların güçlenmesinden iklim krizine, tabiatın yenilenmesinden döngüsel iktisada kadar pek çok alanda somut tahliller sunuyor. L’Oréal Bayanların Güçlendirilmesi Fonu, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, yoksulluk ve eğitime erişim üzere alanlarda bayanlara dayanak sağlıyor.
Temel gereksinimlerden eğitim ve liderliğe kadar geniş bir yelpazede tahliller sunan fon, bugüne kadar 2,5 milyon bayan ve kız çocuğuna ulaşarak 420 kuruluşa takviye verdi. Sadece 2023 yılında, 23 milyon euroluk kaynakla 1,3 milyon bayana direkt katkı sağlandı.
L’Oréal İklim Krizi Fonu; sel, kasırga, sıcak hava dalgası ve kuraklık üzere afetlerden etkilenen topluluklara yönelik çalışıyor. Hem afet öncesi hazırlık hem de acil müdahale süreçlerinde devreye giren fon, 2023-2024 devrinde 10 ülkede 620 binden fazla bireye ulaştı.
Önemli bir kaynak
STK’lara seslenen şirket, bayanların güçlendirilmesini ve etrafın korunmasını amaçlayan projeleriyle Türkiye’deki STK’ları bu fonlardan faydalanmaya davet ediyor. Bugüne kadar L’Oréal Küme fonlarından Türkiye’den yalnızca iki STK’nın yararlandığını anlatan L’Oréal Türkiye Kurumsal Münasebetler ve Etkileşim Yöneticisi & Ülke Sürdürülebilirlik Lideri İrem Karaoda, “Kadınların güçlenmesi ve fırsat eşitliği sağlanması konusunda dünyada atılması gereken çok fazla adım var. Bu yolun katedilmesi için şirket olarak gerek gerçekleştirdiğimiz projeler gerekse iş birliklerimiz ile üzerimize düşen sorum-luluğu yerine getirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Her iki mevzuyu da hepimizin ortak sorumluluğu olarak görüyoruz.
L’Oréal Küme da bu ortak sorumluluğumuz için projeler geliştiren STK ve toplumsal teşebbüsleri desteklemek ismine kıymetli bir kaynak ayırmış durumda.
Şirket olarak bizim gayemiz ise Türkiye’den olabildiğince fazla STK ve toplumsal teşebbüsün bu fonlardan faydalanarak, hayata geçirmek istedikleri projeler için kaynak oluşturabilmelerine imkan sağlamak” dedi.
Eşitlik Laboratuvarı kuruluyor
Sabancı Vakfı, 50. yılında toplumsal cinsiyet eşitliğini bilimsel temelde desteklemek emeliyle Sabancı Üniversitesi bünyesinde bir Eşitlik Laboratuvarı kurmaya hazırlanıyor.
Sabancı Vakfı’nın uzun yıllardır yürüttüğü tüm çalışmaları “nitelikli ve kapsayıcı eğitim”, “toplumsal cinsiyet eşitliği”, “sosyal ve kültürel yaşama katılım” temaları altında birleştirileceğini belirten Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, şunları söyledi:
“Üyesi olduğumuz Avrupa Vakıflar Birliği Philea’nın raporu da dahil, tüm memleketler arası kuruluşlar, filantropinin geleceğini şekillendirmede en kıymetli trendin ‘iklim değişikliği ve çevresel tahribatlar’ olduğunu söylüyor. Bizim arama konferansımızda da öne çıkan trend budur. İklim aciliyeti ve yarattığı afetler, eşitsizlikleri artırıyor ve derinleştiriyor.
Son yıllarda birçok uygulamamızın ortak kesişiminde yer alan iklim değişikliği ve afetlerle çabayı, yeni yol haritamızdaki tematik alanımız olarak konumlamaya ve güçlendirmeye karar verdik. Stratejimizde bu devir üstünde durmak istediğimiz bir öteki bahis da; toplumsal gelişme için hepimizin çalışmalarının sonunda etkiyi ölçmek.”
“Veri olmadan ilerleme sağlamak mümkün değil. Toplumsal problemlerde elimizde kâfi bilgi yok. Bunun için de daha çok akademik araştırmaya ve bilime dayalı çalışmalara gereksinim var. Bu hususta yalnızca sivil topluma değil, üniversitelerde toplumsal bilimler alanında çalışan akademisyenlere de büyük sorumluluk düşüyor. Biz de emniyetli, şeffaf, ölçülebilir eşitlik verisini üretmeyi ve bu bilgiye erişimi kolaylaştırmayı öncelikli gayelerimizden biri olarak belirledik. İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojik gelişmeler ve yapay zekânın kullanımıyla datayı okumak ve manalandırmak çok daha büyük önemtaşıyor. Bu anlayışla, dünya genelindeki başarılı örnekleri inceledik ve güzel uygulamalardan ilham aldık. Sabancı Vakfı olarak, Sabancı Üniversitesi bünyesinde bir Eşitlik Laboratuvarı kurmak için yola çıkıyoruz. Zira inanıyoruz ki bilimle desteklenmeyen hiçbir eşitlik savı, sürdürülebilir değildir.”
