Soruşturmayı yürüten savcı, İmamoğlu’na Ankara’da yapılan CHP’nin 38. Olağan Kurultayı sırasında bir kısım parti temsilcilerine menfaat temin ettiği ve kurultayda usulsüzlük yaptığı savlarına ait 9 soru sordu.
İmamoğlu, sorulara ve şahit beyanlarına “tek” karşılık vermek istediğini belirtti.
Hakkında kurultaydan önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel lehine çalışma yaptığına ve finansal takviye sağladığına ait şahit beyanlarını reddeden İmamoğlu, “Adına şahit denilen lakin şahit olmayan birebir 3-5 isim her seferinde yeni bir evrakta tekrar sahneye çıkarılıyor. Ya benim ya da partimin üzerine yeni bir iftira kurgulamakla görevlendiriliyorlar.” sözlerini kullandı.
İmamoğlu, birtakım medya mensuplarını finanse edip Londra’ya seyahate götürdüğüne, kurultay öncesinde doğu vilayetlerindeki delegelerle İstanbul’da bir otelde toplantı yaptığına ve birçok ilçe belediye liderini Özel’e oy vermesi karşılığında finanse ettiğine ait şahit tabirlerini reddetti.
Kurultay delegeleri üzerinde baskı oluşturularak seçim sürecinin manipüle edildiğini kabul etmeyen İmamoğlu, şu tabirleri kullandı:
“Tanıklar madem bu kadar vazgeçilmezler hepsini toplayıp İstanbul’daki soruşturmaya da göndersinler. Hiç şaşırmam, muhtemelen orada da sözleri hazırdır tahminen de vermişlerdir. Asıl sorulması gereken şudur. Bu akıl dışı beyanları kimlerin ezberlettiğini hangi odakların bunlara yol tanım ettiğini sorgulamak yerine bağımsız olması beklenen büyük Türk yargısının bu bireyleri ‘muteber tanık’ ilan etmesi hangi hukuk anlayışıyla bağdaştırılabilir?
Hukuk bir ülkenin onurudur. Adaletin terazisine iftirayı, dedikoduyu, siyasi siparişleri koymak yalnızca bireylere değil, direkt milletin iradesine ve demokrasimize hücumdur. Yargının akıl ve vicdan dışı bu senaryoların figüranı haline getirilmeye çalışılması sadece bir tüzel çürüme değil, birebir vakitte halkın adalet hissine açık bir ihanettir. Milletimize çok büyük bedeller ödeten bu süreç, hukuku siyasetin sopası haline getiren ve bu gidişata sessiz kalan herkesi bu hatanın ortağı haline getireceği bir gerçektir.”
Öte yandan, soruşturmada bugüne kadar 90 kişi kuşkulu sıfatıyla tabir verirken, 36 kişinin de tanıklığına başvuruldu.
