Usta, AK Parti’li milletvekilleriyle gerçekleştirdiği basın açıklamasında, Meclis Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Başkan’ın geçirdiği rahatsızlık nedeniyle TBMM Genel Kurulunun, Danışma Kurulu kararıyla çalışmalarına bugün ve yarın orta verdiğini anımsattı.
TBMM’nin, millet iradesinin tecelligahı, anayasal sonlarla belirlenmiş ve yasama yetkisini kullanan en yüksek organ olduğunu belirten Usta, Meclis Başkanvekili Karaca’nın, TBMM Genel Heyetinde Anayasa Mahkemesinin, Seyahat Parkı davası mahkumu ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay ile ilgili karar kararını okutmasıyla hem anayasal hudutların hem de Meclis İçtüzük’ün açıkça ihlal edildiğini söyledi.
İçtüzük’ün 55’inci unsurunun 1’inci fıkrasına nazaran, oturumun devamında başkanlık makamı ve katip üyeliklerin boş kalamayacağını hatırlatan Usta, TBMM Katip Üyesi Havva Sibel Söylemez’in, bu korsan bildiri ve hareket üzerine Başkanlık Divanını terk ettiğini ve durumu bildirmesine karşın Meclis Başkanvekili Karaca’nın, Başkanlık Divanı teşekkül etmediği için birleşime orta vermeyip korsan bildiriyi okutmaya devam ettiğini belirtti.
Meclis başkanvekillerinin, birleşimleri TBMM Başkanı adına vekaleten yönettiklerini, hangi birleşimi ve oturumları yöneteceklerine de TBMM Liderinin karar vereceğini lisana getiren Usta, şöyle konuştu:
“Ayrıca Başkanlığın Genel Heyete sunuşları kısmında yer alacak gündeme dair içerikler yine TBMM Başkanı tarafından belirlenir, karar verilir. Meclis Lideri tarafından gündeme alınmayan rastgele bir konu Genel Şuraya sunulamaz. Bu mevzuda Meclis başkanvekillerinin hiçbir takdir yetkisi de bulunmaz. Sayın Gülizar Biçer Karaca, Meclis Lideri ismine ve onun verdiği yetkiyle vazife yaptığını çok âlâ bilmektedir. Meclis Liderinin onayı olmadan gündeme ekleme yapamayacağını çok yeterli bilmektedir. Buna karşın çok açık bir halde İçtüzük’ü tekrar ihlal etmiştir. Sayın Gülizar Biçer açıkça Meclis Başkanvekilliği vazifesini berbata kullanmış ve yetkisinin aşımıyla da hukuk aleminde hiçbir sonuç doğurmayan korsan bir hareket yapmıştır. Bütün siyasi parti kümelerinin Sayın Önder’e ‘geçmiş olsun’ dileklerini bildirmek, gerisinden da Meclisin kapanması noktasındaki ortak iradesini hiçe sayarak en başta kendi mevkidaşı olan Sayın Önder’e bu saygısızlığı açıkça yapmıştır.”
Usta, CHP milletvekillerinin husustan haberdar olduğunun ve Genel Şuraya hazırlıklı ve planlı geldiğinin altını çizdi.
“Neresinden bakarsanız büsbütün yöntemsiz, milletin, Meclis’in iradesine, Anayasa’ya ve İçtüzük’e alışılmamış bir hareket içerisine girmişlerdir.” sözünü kullanan Usta, şöyle devam etti:
“Biz bugün Meclis’te ortak kararla Sırrı Süreyya Başkan’a dayanışmamızı ve geçmiş olsun dileklerimizi bildirmek için bir aradaydık. Bu türlü bir günde bu türlü bir korsan aksiyonu yapacak kadar aciz duruma düşmüş olmalarını milletin ve kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Bunu yapacak kadar CHP’nin içindeki çekişme ve hengameler yüzünden, yakın vakitte tekrar belirlenecek olan Meclis başkanvekilliği vazifelerinin ve makamın hevesine kapılarak, CHP Kümesinin yapmış olduğu baskıya karşı Sayın Gülizar Biçer, Divan’da tarafsız oturmayı becerememiştir. Külliyen bir CHP Kümesi vekili yahut bir CHP küme başkanvekili üzere Divan’ı yönetmeye kalkmıştır. Bu açıdan kendisini bütün vazife ve yetkilerini ihlal ederek Meclis’in amir kararlarına de ters geldiği için hem kınıyoruz hem de bunun sonuçlarının kesinlikle olması gerektiğini belirtmek istiyorum.”
“BU ÇOK BÜYÜK BİR AYIPTIR, SAYGISIZLIKTIR”
Usta, Karaca’nın, artık tarafsız olarak Meclis Başkanvekilliği misyonunu yapamayacağını vurguladı.
Karaca ve CHP’ye reaksiyon gösteren Usta, “CHP’nin bugün yapmış olduğu örnek, haftalardır gündeme taşıdıkları cuntacılığın en ala örneğidir. Bütün milletvekillerinin, Anayasa’nın, İçtüzük’ün, milletin vermiş olduğu iradenin sonlarını, yetkisini, vazifesini aşarak, berbata kullanarak kendi hareketlerini Divan’dan yapmaya çalışmışlardır. Bundan daha ala cuntacılık örneği de olamaz. Bu mevzuda Sayın Meclis Başkanının, yetkisini, misyonunu berbata kullanan Sayın Gülizar Biçer’e gerekli süreci yapması için de davette, davette bulunuyoruz. Artık Meclis Başkanvekili olarak vazife yapması, bir oturum yönetmesi mutlaka mümkün değildir.” dedi.
Anayasa Mahkemesinin, Atalay ile ilgili karar kararını okutmasından diğer siyasi parti kümelerinin haberi olmadığına dikkati çeken Usta, DEM Parti Küme Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ile de konuştuğunu, bu türlü bir günde bu türlü bir davranış ve tavrının sergilenmesinden çok üzgün olduklarını kendisine ilettiğini söyledi.
CHP’nin, TBMM’yi hareket alanına çevirme uğraşlarına asla müsaade vermeyeceklerini kaydeden Usta, “Kendi iç çekişmelerini ve kavgalarını artık gidip kendi partilerinde yapsınlar. Ne üniversitelerimizi ne öğrencilerimizi ne de Meclis Divan kürsüsünü iç çıkar hengameleri için kullanmaya çalışmasınlar. Bu çok büyük bir ayıptır, saygısızlıktır.” sözlerini kullandı.
Usta, Anayasa Mahkemesinin, Atalay ile ilgili karar kararının TBMM Genel Şurasında okutulmasının bağlayıcılığına ait soru üzerine, şu karşılığı verdi:
“Hiçbir bağlayıcılığı yok. Külliyen türel toplulukta ve alemde kararsız bir süreç yapmışlardır. Yok kararındadır. Bunu ben kendim de zati süreci devam ettirirken, Katip Üyemiz kalkmış, Divan boşken ve Meclis Liderinin gündeme dair onayı olmadan korsan olarak gündeme alıp okudukları bildiriyle hukuku çiğnediklerini başta söyledim. O yüzden okunan o kararın hiçbir kararı de yoktur, büsbütün hukuksuzdur. Bunu kendilerine Genel Heyette da söylememize karşın hiçbir dikkate almayıp okutmaya da devam etmiştir. Kendileri de çok âlâ biliyorlar. Yapılan sürecin tüzel toplulukta kararı yoktur.”
