İTO’dan yapılan açıklamada, Odanın nisan ayı meclis toplantısında yaptığı değerlendirmelerine yer verilen Avdagiç, konuşmasına, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak başladı.
Ankara’da 105 yıl evvel Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulduğunu ve bağımsızlık ve özgürlüğe giden yolun açıldığını anlatan Avdagiç, “Dünyada birinci kere bir Meclis, bir milletin ‘kurtuluş’ savaşını yürütüp muvaffakiyetle sonuçlandırmış ve ismini tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Ulusal Gayretimize liderlik eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile her biri gerçek bir kahraman olan mebuslarımızı rahmet ve minnetle anıyorum.” tabirlerini kullandı.
İsrail’in Gazze’de devam eden ataklarına dikkati çeken Avdagiç, İsrail’in pervasızlığını, aklına estiği yeri bombalama kabadayılığını şiddetle kınadığını vurguladı.
Avdagiç, “Gazze ve Filistin’den başlayarak tüm bölgede barışın yine hakim olmasını, insanlık için açık bir tehlike haline gelen İsrail’in bir an önce durdurulmasını diliyorum.” açıklamasında bulundu.
Kısa müddet evvel vefat eden İTO’nun 15 ve 16. Dönem Yönetim Kurulu Lideri Fazıl Mehmet Yıldırım’ı anan Avdagiç, Yıldırım’ın bu gök kubbe altında kalıcı bir iz bırakıp gittiğini kaydetti.
“Çin’in agresif rekabet siyaseti Türkiye için risk olarak öne çıkabilir”
Şekib Avdagiç, ABD’nin 185 ülke için açıkladığı ve misilleme yapmayan ülkelere 90 gün ertelediği ek gümrük tarifelerine değinerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’ye uygulanan yüzde 10’luk ek gümrük oranı görece cazip gözüküyor ancak başta Çin olmak üzere yüksek vergi konan birtakım ülkelerin ABD dışındaki pazarlara karşı yeni stratejilerini ve bunun ülkemiz üzerinde oluşturabileceği baskıları görmeden bir karar vermek için şimdi çok erken. 90 günlük erteleme ABD Lideri’nin gümrük vergilerini duruma nazaran değişen bir araç olarak kullandığının bir örneği. Çin’in agresif rekabet siyaseti Türkiye için değerli bir risk olarak öne çıkabilir. Çin, yüksek vergilerden ötürü ABD’ye satmakta zorlanacağı eserleri fiyat kırarak üçüncü ülkelere ihraç etme yoluna gidebilir ve bu durum Türk ihracatçıları üçüncü ülke pazarlarında Çin’in sert fiyat rekabeti ile karşı karşıya getirebilir.”
Avdagiç, Türkiye’nin ek bir ayrıcalıktan fazla berbat bir tarifenin içine girmemesi gerektiğini belirterek, “Karşımızda çok süratli ve görünmeyen vergi oranlarında değişiklik yapmaya açık bir yönetim olduğunu görmemiz lazım. Bence bu bahiste mevcut stabil pozisyonumuzu koruma etmek öncelikli gayemiz olmalı.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yabancı yatırım çekmek için daima ve etkili çalışma yapmalıyız”
İTO Başkanı Avdagiç, Trump’ın çok yüksek vergi oranları açıklayıp yüksek bir el açtığını belirterek, şu tabirleri kullandı: “Şimdi hakikat bir yere oturtmaya çalışıyor. Bugünden çerçevesi belirlenmiş, net bir süreç oluşturup gitmek mümkün değil. ABD tarifelerini dikkate alarak bizim de dinamik bir karşı siyaset belirlememiz gerekiyor. Türkiye gümrük vergilerini de avantaja çevirerek, yılda en az 20 milyar dolarlık tertipli ve daima direkt yabancı yatırım çekme ortamı sağlamalı. Gümrük vergileri gündeme gelmeden evvel de Türkiye’nin genel manada direkt yabancı yatırımları artırma konusunda bir önceliği vardı. Türkiye’nin daima ve tesirli bir formda çalışma yapması gerekiyor. Esasen yapıyor lakin bunu artırmamız gerekiyor. Bu tarifeye bağlı oluşabilecek fırsatları da yeterli değerlendirmeliyiz. Türkiye’nin portföy yatırımından çok daha değerlisi, her sene direkt yabancı sermaye çekebiliyor olması.”
“Bu ülkenin insanlarını ziyana uğratacak davetlerde bulunulmasına mana veremiyoruz”
Şekib Avdagiç, tüketimi durdurma davetine ve boykota şiddetle karşı çıktıklarını kaydederek, siyasetin demokratik tabanda ve maddelerle belirlenmiş şartlar içinde yapılması gerektiğini vurguladı.
“Bu ülkenin insanlarının yeniden bu ülkenin insanlarını ziyana uğratacak halde davetlerde bulunmalarına mana veremiyoruz.” sözünü kullanan Avdagiç, iş dünyası olarak, şirketlerin siyasetin materyali haline getirilmesinden rahatsız olduklarının altını çizdi.
Avdagiç, “Kaybedenin Türkiye’nin şirketleri ve iktisadı, 86 milyon vatandaşımızın fedakarlığıyla oluşturduğumuz üretim birikimi olmasına müsaade vermemeliyiz. Yapılan her uğraşın devlet şuuruna halel getirmeyen bir anlayışla, siyaset yerinde sürdürülmesini diliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
